ТАТ РУС ENG

Abdullah Tukay Tereddut ve şuphe


Bir çıtırtı işitsem, yüreğim ağzıma gelir;
Şüphelenirim: İtiraz etmek için vicdanım gelir.

Şaşırırım: Yok iyi iş, yatınca da, kalkınca da;
İş yaptırmağa her ân karşıma şeytanım gelir.

Ne gördüm bu cihanda? Ne yaptım? Düşününce;
Karşıma, hakikat yolundan ayrıldığım gelir.

Şiir söylerim, lâkin şiirimden f ayda var mı halkıma?
İlhamım melekten mi, yoksa şeytandan mı gelir?

Doğru, şairlik ile gerçekten malûl olmalıyım ki,
Birbiri ardınca sıralanarak, meydana dîvânım gelir.

Sanırım, yeryüzü cehennemdir benim için;
Bir tanecik şiir yazarsam, cennet ve Rıdvan’ım gelir.

Karaladığım her kâğıt, sanki bağ ve bostan olur,
Her harfle karşıma Vildân ve Gılmân’ım gelir.

Şiirimi yazarım, basılır, ben hâlâ endişeliyim,
Var yok ile fikrîme, ismimi ilânım gelir.

Hiç beğenmem yazdıklarımı sonra ben,
Gözümün önüne, her zaman noksanım gelir.

Bir ân gelir, her saadetten ümidimi keserim,
Birdenbire ikbâl adlı çolpanım gelir.

Parıldar o, göklerimde, ümidimi artırır,
Gözyaşımı silmeğe, sanki, nazlı sevgilim gelir.

(1909)

Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan

(Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma Őzkan. — Türk Kültürünü Araştirma Enstitüsü, 1994).


Комментарий язарга


*