ТАТ РУС ENG

Abdullah Tukay Yagmur ile Guneş


Güneş der: "Ben aydınlatırım
Hiç batmam, hep parlatırım".

Yağmur der: "Hergün yağarım,
Yeryüzünü yıkarım, ıslatırım".

Güneş cevap verir: "Sen pek sulu
Yağarsın, çamurlaştırırsın tepeleri,

Suyun oluşturur orada burada bataklık
Senin tek bildiğin, etrafı kirletmek.

Su birikintisinden ekinler çürür,
Köylüler, yağmasa keşke, derler".

Yağmur cevap verir: "Sen sıcaklığınla,
Ekini yakıp kavurur, yok edersin".

Öfkelenir güneş bu söze, kızar,
Öfkeden sıcaklığı iyice artar.

Der: "Meyveleri olgunlaştırırım,
Işığımdan canlı cansız herşey faydalanır".

Yağmur: "Onları sen olgunlaştırırsın,
Ben de su verip yetiştiririm.

Eğer ben yağmazsam, bağlar kurur,
Kırlar, yeşillikler kavrulur".

Güneşle yağmur bir hayli bağırıştıktan,
Birbirlerini kötülemeğe çalıştıktan sonra,

Anlaştılar, barıştılar sonunda,
O günden sonra bir daha tartışmadılar.

Böylece bitti söz ve kavga,
Yapmağa başladılar sırayla iş.

Güneş dedi: "Isıtırım nöbetimde,
Sen de yağ rahmetinle, nöbetinde".

Güneş ile yağmur, bugüne kadar
Bozmadılar hiç bu  ittifakı.

(1909)

Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan

(Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma Őzkan. — Türk Kültürünü Araştirma Enstitüsü, 1994).


 

Комментарий язарга


*