ТАТ РУС ENG

Abdullah Tukay İş bitince oynamalidir


Güzel bir yaz gününde, sandalyesinde bir çocuk,
Pencere kenarında, ertesi günün dersini çalışır.

Samimiyetle derse dalmış; tekrarlayarak her kelimeyi,
Uzun süre devam etti, hiç gözünü ayırmadan.

Bu esnada, çocuğu dışarıya çağırır güneş:
"Ey çocuk, der, haydi dışarıya, bırak dersi, neşelen!

Yeter artık, çok çalıştın, durma orada, gel hemen,
Çık dışarıya, nasıl hoş, nasıl güzel geçer zaman!"

Güneşin sözlerine karşılık, çocuk der:
"Bekle, sabret, oynamam, oynarsam dersim kalır.

Gün uzun, oynamak için ben bulurum zaman,
Çıkamam dışarıya oynamaya, olmadan dersim tamam".

Böyle diyerek, hafife almadı okumayı,
Bütün iyi niyetiyle sımsıkı sarıldı dersine.

Evin ilerisinde, dala konmuş bülbül ölmektedir o ân,
O da aynı sözü tekrarlar: "Haydi dışarıya, neşelen!

Yeter artık, çok çalıştın, durma orada, gel hemen,
Çık dışarıya, nasıl hoş, nasıl güzel geçer zaman!"

Bülbüle verdiği cevapta çocuk der:
"Hayır, sevgili bülbülüm, oynarsam, dersim kalır.

Bekle hele, bitsin ders, sen söylemesen de oynarım,
Sen de ötersin tatlı tatlı, ben seni dinlerim!"

Böyle diyerek aksatmadı hiç derslerini,
Bütün gayretiyle ilgisini verdi derslerine.

O sırada bahçede, bir elma ağacı,
Çağırır dışarıya çocuğu: "Haydi dışarıya, neşelen;

Pek sıkıcıdır çalışarak geçirmek zamanı,
Haydi çık bahçeye, geldi oynama zamanı!"

Elma ağacına verdiği cevapta çocuk der,
"Hayır sevgili elma ağacım, oynarsam, dersim kalır.

Bekle, sabret azıcık, ey kıymetli ağacım,
Oyunda yoktur hiç zevk, dersimi hazırlamadan".

Çok geçmeden çocuk bitirdi tamamlayıp dersini,
Kaldırdı bir kenara toplayarak kitabını, defterini.

Çıktı koşarak bahçeye: "Kim çağırmıştı, dedi, beni?
Haydi kim oynar benimle? Bitirdim ben dersimi".

Orada, pek güzel gülümsedi ona güneş,
Kıpkırmızı, büyük bir elma verdi elma ağacı;

Neşeyle öttü onun için bülbül,
Baş eğdi bahçedeki bütün ağaçlar.

(1909)

Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan

(Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma Őzkan. — Türk Kültürünü Araştirma Enstitüsü, 1994).


 

Комментарий язарга


*