Neşe içerisinde oynardık bir zamanlar kumarı,
Yenerdik, yenilirdik, mat mı, banko mu derdik.
Bâzısı güler, bâzısı bağırır, hiç eksilmez gürültü;
Bu esnâda unutulurdu, yeme içme telâşı.
Paralar, insanda kumar uymama hevesi uyandırır,
Hırslandırırdı, parlayarak yalan allın gümüş paralar.
Oynasın kimin varsa vakti ve parası,
Haydi, yenilsin şanssız, yensin haydi, olan şansı.
Neden çekip gitmez oyundan, parası biten kişi?
Parası yok, bu meclisle bilmiştir onun işi.
Gitmediği gibi, oynayanlara da mâni olur;
"Tecrübe ettim, kumar oynamak kötüdür!" der.
İşte, ihtiyar insan da, kumarda yenilen kimseye benzer,
Kamburu çıkar, sakalı ağarır.
Ah, of diyerek, zorlukla, iki büklüm yürür,
Nuru sönmüş gözleri çukura düşmüştür.
İtaat etmeğe dâvel eder gençleri,
Sevmekten men etmeğe başlar, kara kaşlı sevgilileri.
Bozmasın meclis huzurunu, parası bitenler,
Ezmesin gençleri, çoktan yaşı geçmişler!
(1912)
Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan
(Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma Őzkan. — Türk Kültürünü Araştirma Enstitüsü, 1994).