Kuzeyden çıkıp şimşek çaktı, parladı,
Işığından ahali aydınlandı.
Uygundur, ismi alana ismi,
Münasip hatta, ismine cismi.
Ne zenginlik millete, ne baht ve talih,
Bu güz kuzeyden doğdu güneş.
Eğer var olup görünseydi İslam,
Bakıp bu "Nur"a ederdi tebessüm.
Nasıl ki, ayna karşısındaki güzel kız
Güler, hem baktıkça bakmak ister.
Büyük, ulu şehirdir onun basıldığı yer,
Pâdişâhın ayak bastığı yerde çıkan nurdur.
"Nur"un her satırı türlü mânâ ile dolu
Hikmetli sözleri mânâdan ibarettir.
Ve her haberi doğru, yalan değil;
Yaratılmışların gönüllerini kendine çeker.
Her tarafa nur saçar, meşhur olur;
Sözleri inci gibi dizilir.
Çoğalsın okuyucuları hem,
Olsun milletin derdine merhem.
Gazete bir fert için aydınlıktır,
Tatar için parlak gündür ve sevinçtir.
Ne kadar övsem de kâfi değil,
Devamlı övmek ister gönül.
Ona övgülerimiz sonsuzdur.
Kalem sanki onu metheden arslandır.
Maarif yaymak, olsun bizde âdet,
Buna bağlıdır, baht ve saadet.
Boşuna geçirmeyelim ay ve yıli,
İlerleyelim, yükselelim.
Taassup sâhiplerine, şeyhlere ne lâzım?
Hepimiz bu y ola doğru yönelelim.
Bir diğer bölüm
"Tercüman" bu milletin
Derdine olsun tercüman;
"Nur" da aydınlığını artırmaya
Devam etsin her zaman.
"Hayat" için bir diğer bölüm
Hayalına "Hayat"ın gıpta
Etti ermeniler,
Sonsuza kadar canlı olsun,
Yolları hep açık olsun.
(1905)
Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan
(Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma Őzkan. — Türk Kültürünü Araştirma Enstitüsü, 1994).