(Lermontov’u taklit)
Hiç evvelki gibi, karşında küçülmüyorum,
Ayrıldık, işit, sen sensin artık, ben de benim.
Artık, emir veren sözlerin Kur’an âyeti değil,
Tatlı sözün, öfkelenmen, gönlüme sultan değil.
Sen unuttun, artık ben, hürriyetimi boş sözlerle,
Değiştiremem, boş gayretlerle.
Yeter artık, çok heba ettim senin için yıllarımı,
Tutamam, geçti, pekçok defa kovdum rüzgârları.
İyice delirtmişti beni o su renkli gözlerin,
Ulaşsa da gözlerim, ulaşamadı elim gökteki yıldızlarına!
Bu genç gönül, dünyada usanmıştı herşeyden;
Gördü bütün düşmanlıkları, seni çok sevdiği için.
Kim bilir, ağlayarak, ayak altında geçirdiğim günlerimi,
Mânâsız ahlarla, boşa geçirdiğim gecelerimi?
Milletin bütün fertlerine iş verirlerdi, aldanmasaydım,
Deliler, âşıklar safına pek gençken girmeseydim.
Cismine can verseydim, öldürmezdi millet beni,
Kıyamete kadar zikrederdi, belki saygıyla beni.
Neden nazla sözler verdin sen o zaman?
Neden yüzünü göstermezsin şimdi, neden?
Şiirimin kudretini, canımı verdim ben sana,
Söyle ey soğuk güzel, sen ne verdin bana?
Hoş, canım, sevmiyorum artık ne seni, ne de başkasını;
Sen, sev, aldat birini, ancak benden başkasını!
Bütün kızlar aldatır, bir tane bile yoktur aldatmayan;
Hangi kız aldatmaz ki, sen meleğim aldattıktan sonra!
Geç beni, ben baş eğmem, kendimce büyüğüm şimdi;
Sen mağrursan, ben de mağrurum şimdi.
Allah’sizlik ile başlıyorum yalanlamağa ben;
Acımadan, başlıyorum herkesi aldatmağa ben!
Ağlamıyorum hiçkimseyle, yaş dökmek gelmiyor içimden;
Artık oynar gülerim herkesle, her zaman.
Körpe elini bir ân tutup sıkmak için,
Yalnız tutmak, değil öpmek ve kucaklamak için,
Ben, bana karşı, akılsız yar, bütün dünyaya,
Savaş îlân etmeğe hazırdım tek başıma.
Sonunda, bütün varlığımı sana ettim feda;
Bilmedin, ah bilmedin kadrimi, yazık, ey bî-vefâ.
Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan
(Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma Őzkan. — Türk Kültürünü Araştirma Enstitüsü, 1994).