Pek güzel, bakın şu kızın gözüne, kaşına;
Binlerce, milyonlarca aferin, resmi yapan ressama.
Bu uzun saçı nasıl kaplamış bu güneş?
Gör Tanrı’nın kudretini, bir göz at başına.
Ey güneş! Çirkinliğinden utanırsın, bilirim,
Eğer karşılaştırsan çehreni bu güzel yüzle.
Görse yanlışlıkla bu güzel kızın sâdece resmini,
Şüphesiz el çekerdi Mecnûn da Leylâ’sından.
Cennette bulsaydı evvelâ bu resmi,,
İltifat etmezdi Adem de Havva’sına.
Görselerdi Harut ile Marut, yoldan çıkmazlardı,
Belki, uymazlardı, şeytanların kışkırtmasına.
Tatlı dudağını bir kerecik öpen, Kevser’i neylesin?
İki defa ererdi, ölümsüzlüğüne Hızır İlyas’ın.
Kürsüde iblis baş kaldırdı, isyan etti,
İtaat eder, secdeye varırdı; dönerdi Allah’ına.
Mademki, nağmeler var onun methinde,
Kıran girsin isterse, dünyanın bütün bülbüllerine!
(1908)
Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan
(Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma Őzkan. — Türk Kültürünü Araştirma Enstitüsü, 1994).