Şiir söylerim, durduğum yer dar bile olsa,
Korkmam, sevgili milletim Tatar ne de olsa;
Göğüs gerip karşı dururum, bana millet,
Şimdi ok atıp, ateş edecek de olsa.
Sağa sola sapmam, ileri atılırım,
Yolda engel görsem, durmam aşarım;
Elinde kalem, yazıp duran genç şâir,
Bilir ki, korkmak, ürkmek haram.
Endişelenmeyiz düşmanın gücünden biz,
Bugün artık Ali ile Rüstem’le denkiz;
Şâir ömrü boyunca kaygılanır, acı çeker,
Dalgalanmadan durulmaz engin deniz.
Güzellik karşısında bal gibi eririm,
Överim iyi şeyleri, tatlı dilliyim;
Kötülüğü kınarım, sabredemem!
O hususta pek katıyım, affedemem!
Kötülükler çileden çıkarır beni,
Sanki sopa ile döverler beni,
»Neden böyle?", "Olmaz" diye söylenirim,
"Ahmaklar, aptallar" derim, öfkelenirim.
Eğer atsa haksız yere, tek tek oku, atici,
Bana değmez, dost, bu atışın gereksiz,
"Hatalı atış yaptın, arkadaş geri al okunu",
Dostluk gösteririm sana, vurduğuna bakmadan.
Kederlenince gönlüm, şiirim gamlı olur,
Pişti diye düşünürüm, ama çiğ olur;
Uçurmak isterim omuzumdan bülbül,
Birdenbire miyavlayan kedi olur.
Överler allı güllü, renkli şeyleri,
Lezzetler oluverir zehir, acı;
Böylesine ateş püskürsem de ben,
Anlaşılmalıdır iyi niyetimin tamamı.
Puşkin ile Lermontov’u örnek alırım,
Yavaş yavaş yukarıya yükselirim;
Dağın zirvesine çıkıp bağırmak istersem,
Koca dağın yıkılmasından korkarım.
Maksada ulaştıkça, yol kısalır,
Bilinmez neden, uyuyan duygular depreşir;
Eğri değil, düz de olsa mezarı beklemem,
Tanrı’min feyzi gönlümde yer alır.
Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan
(Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma Őzkan. — Türk Kültürünü Araştirma Enstitüsü, 1994).