Şâirim, kutsiyetin olsun gönlünde senin sır;
Şâir olduğunu kimseye söyleme dostum, sakla.
Anlamasınlar, nereden kaynaklandığını kudretinin,
Latif varlıklar gibi gösterme sen, gerçek suretini.
Her zaman, her yerde başka kılıklara hürün:
Ya deli ol, ya da şaklaban biri gibi görün.
Verme kimseye sır, onlarla sohbet ederken;
Gül, kederli yüzle çıkma onların karşısına.
Kenara çekil, söz açılırsa şâirler babında;
Şâir arkadaşın bassın ayağını, mihrabına.
Dalma bu hayata, bu başka dünya, başka hayat;
Dünyanın boş işleri, şâire uzak, şâire yad.
Kim olursan ol, orasına hiçbir sözüm yok,
Yalnız şudur sana tavsiyem: Kaç kendi kendin olmaktan.
Bil, yaraşmaz bu küçük maişet, bu duruş,
Sonsuzluğa uçamaz, ne kadar beslense de kuş.
Feyzi sonsuz şairlik tacı edebiyen senin olmaz;
Küçülerek düşsen altın sesinin peşine.
Büyüksün, baş eğme, bu âdi canlılar dünyasında;
Pâdişâhsın, gerektiğinde baş eğsin dünya sana.
Doğrul, cevap verme, taş kalpliler kırarlarsa kalbini;
Bütün işleri, bulandırmaktır zemzem çeşmesini!
Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan
(Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma Őzkan. — Türk Kültürünü Araştirma Enstitüsü, 1994).