Bahar başı. Buzlar erir, lâkin buhar çıkmaz, yün akar,
Yün ile bir canlı ama ruhsuz mecnûn akar.
Bekle, ben torba yamıyorum, sonra söylerim gerisini,
Her zaman şu yıkılmış sırtlardan un akar.
Kahrederim, lanet ederim kahpe feleğe:
Rüzgârlı havadaki gibi, her sokakta kum akar.
Saç uzamış, kestirmek korkunç, pek korkunç,
Tıraş etse berber, tutam tutam yün akar.
Sen yine, rahatça güneşi seyredersen seyret;
Niçin alıyorsun onu, o benim altın tarağım.
Bir ânda kaparım yiyeceklerin en lezzetlisini,
Lezîz yemeklerin içinde, mantıdır en lezizi.
Sen göklere pâdişâh ol, ben yemek yiyeyim;
Sen yaşa, ben de yaşayayım, sasır dersen şaşırayım.
Çalışırsam, tırmalar beni yılanlar boynuzuyla;
Çırılçıplak, sıkı giyimli, insana benzer kendisi.
Kırılırım, öfkelenirim ve kaş çatarım dünyaya;
Gitmesem alıp doru atımı, gökte bir kuzgun uçar.
Birgün o nağmeye ulaşır mı, bu kara yaradılışlı baht?
Üç gazete için iyi derler: Yıldız, El-islâh ve Vakit.
Gerçek tarafı yok hiçbir şeyin, gerçek yok arkadaş yok şimdi,
Bu da bir saadettir, müslüman olmuş Gromov Pop şimdi.
Yok, dünyayı kaplayan gök, yok yeryüzü, hiçbirisi.
Yok civcivler, yok kediler, cikcik de yok pisi pisi de.
Yoktur elbette, muhallebi, yoktur tatlı da,
Yok araba, yok kupa arabası, yok bütün arabalar da.
Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan
(Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma Őzkan. — Türk Kültürünü Araştirma Enstitüsü, 1994).