ТАТ РУС ENG

Abdullah Tukay Subhanallah, subhanallah


Çocukluğumda okuttu beni hoca,
Teşekkürler ona, öğretti birçok şeyi güzelce,
Derhal, "Sübhanallah" demek lâzım dedi,
Yeni doğan ayı görünce.

O günden beri doğan aya,
Altın tepsi gibi dolunaya
Bakıp, gönlüm nasıl hayran kalır,
Derim o zaman "Sübhanallah, Sübhanallah".

Böyle söyleyişim, benim âdetimdir,
Bu bir çeşit dinî vecibem, niyetimdir.
Gerekince, gönülden okurum onu,
Hocam! Binlerce teşekkür sana.

Ne zaman görsem sevgilimi,
Günler geceler boyu aşkıyla yandığımı;
Hocam onun karşısında dilim tutulur.
Tatbik ederim; bütün bildiklerimi.

Dolunaya benzer yüzü, başı onun,
Yeni doğan aya benzer kaşı onun;
Gönlüm ona hayran kalır,
Hemen derim: "Sübhanallah, Sübhanallah".

Eğer görse o güzeli, Aynüddin’ler,
Görse onu Kutbeddin’ler, Şemseddin’ler,
"Sübhanallah" demek nerede onlarda!
Okuyamaz hiçbirisi, bilmiyorlar.

Eğer, hocam ben de öyle câhil olsaydım,
Senden ilim tahsil etmemiş olsaydım,
Konuşurdum, onlar gibi, ben irf ansız,
"Hey, çok güzel tapılan kız!"

 (1909)

Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan

(Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma Őzkan. — Türk Kültürünü Araştirma Enstitüsü, 1994).


Комментарий язарга


*