Иҗат
Cihanın sıcağını, soğuğunu, buzunu, karını gördüm; Neler görürse bütün öksüzler, hepsini gördüm, hepsini gördüm. Artık neşe, mutluluk istiyorum, gerektiği kadar çok; Çocukluğumda cefâ çekti garip başım, pekçok. Çıldırarak, delirerek sürerim dünyanın sefasını ben; Geri alsın...
Pek yukarıdan bakmağa başladık ahlâka biz, Kalbimizi sardığından kötülük, giremeyiz doğru yola biz. Yüz lira çalıp kaçan hırsız gibi, Kaçıyoruz, doğru söz söyleyenlerden. Söz söylemekte cimrileşsek de akıllı fakirlere, Gül gibi sözler söyleriz, paralı ahmaklara....
Mizah olsa da şiirimin muhtevası, Onda vardır canlı keder, kanlı lanet hissesi. Düşününce kendi kendime, öfkemden bile gülerim. Artık endişelenmiyorum, üzülmekten yoruldum. Kederim benim, âdetâ nurlu bir yılan. Korkudan gülümsenir ona, ne tâlihlidir yılan! Hayır,...
Kar ve dumanlar arasından çıkageldi devim. Kıpırdamadım: Dimdik durdum, ne yapacakmış, görelim? Uzun parmaklarıyla, evvelâ şapkamı yokladı. Lâkin, basımdaki kürke, temas etmedi, parmağı. Uzattı daha sonra elini, yüzümü gıdıklamak için; Nerede gülmek, gıdıklanmak bende, yüzüm...
Birdenbire kaplar etrafı dumanlı bir hava; Karlar uçar, serpilir, kar üstüne kar yağar. Kar yüzümüze çarpar acımasız, göz açtırmaz. Her kar tanesi bir kurt olur, yankesici olur. Karı yemek istercesine, düşer yere donuk ay ışığı;...
Kırlarda koşup oynardı bir tavşan, Korkarak, dört ayaklı ve kanatlı düşmandan. Epey dolaştıktan sonra geldi bir su başına: Titredi, yavrucuğun her azası korkudan. — Ne yapacağım, diye şaşırıp kalırken tavşan, Bütün kurbağalar suya atladılar yardan....
Ey patates, bize geldin sen uzak Amerika’dan, Ne mârifet, sen bize geldin buraya, Avrupa’dan. Ey patates, göründün evvelâ sen bize yabancı, Çağladı görünce seni, bütün köylüler, dedi, o yeni! Patatesi buraya dinsizler getirdi, dediler, Onun...
Hastayım, köye döndüm kış gününde, Tatildedir büyüklerim. İşleri kaldı yaz günlerinde. Hazırlanıp, ağabeylerimle ben de ediyorum tembellik; Bıktım hastalıktan, yazı bekliyorum, istiyorum sağlık. Yazdıklarım, kışın fırtınalı ve karanlık fikirleridir. Hem de, hoş kokulu ekmek, yağlı...
Neşe içerisinde oynardık bir zamanlar kumarı, Yenerdik, yenilirdik, mat mı, banko mu derdik. Bâzısı güler, bâzısı bağırır, hiç eksilmez gürültü; Bu esnâda unutulurdu, yeme içme telâşı. Paralar, insanda kumar uymama hevesi uyandırır, Hırslandırırdı, parlayarak yalan...
Bıktığında İblis hayatından, hatırlarmış cenneti; Ben de hatırlarım, canımdan bezince, çocukluk günlerimi. Ey gönlün, çağlayıp akan çeşmeden daha saf olan çağı! Ey ömrün, parlayıp yetişen yeşil yapraklı çağı! Yok derdin hiçbirşeyle, bütün işler allı, güllü,...