ТАТ РУС ENG

Иҗат

Abdullah Tukay Mesel

(İtalya-Türkiye savaşı münâsebetiyle) Dost oldular, arslan ile birgün kaplan, Fikir birliğine vararak yaptılar her işi. O sırada, nereden bilinmez, çıkageldi bir kedi, Karşıladılar onu, "haydi bize katıl, ittifaka gir" diye. Sözde anlaşsalar da, herbiri ayrı...

Abdullah Tukay Sayfiye

(İdil Seyahatimin Hâtırası) Zengin, aç halkı göz göre göre alaya alır, Ödeyince parasını, elbette vapur zenginin atı olur. Kenarda durunca, yoksul halka kafasını bile çevirmez. Koşar oraya sık sık, nerede varsa zengin sayfiyesi. Bu çirkinliği...


Abdullah Tukay Akillilarin felsefesi

Hoş olmayan sözler söyler, bazı akıllılar, hanımlara: Sâdece bir sene hoştur der, takvim ve hanımlar bize. (1911) Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan (Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma Őzkan. — Türk Kültürünü Araştirma Enstitüsü,...

Abdullah Tukay Günah

(Balmut’tan tercüme edildi) Kim yarattı? Kim çıkardı ey günâh kelimesi seni? Manasızsın, hazmedemez saf akıllar seni! Gereksiz bir kelimesin, sen kabahatsin, suçsun; Bize bir gemsin, bil ki sen hayata düşmansın. insan azıcık durup düşünse, hür...

Abdullah Tukay Kөy türküleri

(Beşinci Bölüm) Mekerce’ye giderler, hanımların kocaları; O zaman başlar, hanımların gezme günleri. Çiğnemeyiniz ey hanımlar, Bakır Baba bahçesini; "Metres"teki kötü gözden Tanrı korusun. Yeni Biste kızları para sıkıntısı çekerken; Zengin hanımları gider, Botanik Bahçesine. "Kuşmıy...

Abdullah Tukay Çetin hal

Ne olurdu doğum denilen Sırat’tan geçmeseydim! Ömrün bu acı şarabını içmeseydim! Dönüyor ama, geçmiyor, bitmiyor ömür de, Bahar geliyor, ateşler saçarak, sen kışlasan da. Yoruldum artık, nerede son durağım? Atılıyorum, bir yerine üç adım atıyorum....

Abdullah Tukay İhtida

                                1 Eğer sevmek, kucaklamak demekse, kollar yoruluncaya kadar, Öpmekse şapır şupur, dudak ve yanaklar şişinceye ka­dar, Ömrümde hiç sevmedim, seveceğim demedim hiç de, Sevginin mânâsı, bence pek yüce, pek ince. Beşerî aşkı tatmadım, hissetmedim...

Abdullah Tukay Burun

Eski zamanlarda harman kadar koca kafalı biri vardı, Yüzünün tam ortasında pancar kadar büyük burnu vardı. Kendini beğenmişti bu burun, gitmezdi kokusu başkalarına, Ululuğu severdi, yükselirdi göklere. Küçümserdi durmadan burun, büyük ayakları. Derdi: "Siz pek...

Abdullah Tukay Miyav sultan

                             Uyku Ön ayaklarına koyup başını uyur, düş görür. Düşünde her cins fare ile uğraşır. Bir fare kaçarmış, güya o kovalarmış, Yakalarmış, hatta onu boğacak olurmuş. Bir köşede üç dört kedi serçeleri avlarmış, Evin damında...