Иҗат
Huzuru bozar, onun acı sesi, Gelir ondan, bir dinlersen, kedi sesi; Bir kere dinle, çığlık duyulur, dinle bir, Yağlanmamış araba tekerleği sesi. (1910) Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan (Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma...
Güçsüz düşürdü beni gizli sevda ateşi, Bir zamanlar arslandan daha gözü pektim! Bahtım, kaderim, dileklerime engel oldu, İnsan olan, bu hâle tahammül edemez. Gönül kâsemden yaş dökmeğe kaldı gücüm ancak. Düşündüğüm zaman ansızın gelip "hey"...
Ederim bazen bütün insanlardan nefret, Bu nefretten doğar gönlümde hasret. Dolar göğsüm gizli bir acı ve zehirle, Zehir dolar ruh ile tene. Sevip de aldanan birisi gibi, Gönül saçar zehrini yarah yılan gibi. Kütün insanlara,...
Vardı, evin yukarısında dayalı, gayet büyük merdiven, Kırk kadar basamağı var, pek ağır, pek yüksek merdiven. Hacet görmede eşit olsalar bile basamaklar, En üstteki basamak kendini üstün görür aşağıdakilerden. Kibirle; "ben yukarıdayım, siz aşağıdasınız" der....
(Rusça’dan) Bir ormanda ağacın altında gizlice, Kaçıp duruyordu zavallı güvercin. O ân yanından geçti bir kartal, Yayarak, açarak kanat adlı kollarını. İçinden şöyle geçirdi güvercin: "Kartal ne kadar güçlü kuş, görüyor musun?" Gücü büyük, pençesi...
Kırlarda yetişen kokusuz bir çiçek, Güzel kokulu çiçeklerin buketine bağlanmış. Peki, bağlanır da oraya, sonra ne olur? Kendisi de hoş kokulu oluverir bir müddet sonra. Onun gibi, gayretli eş, dost ve tanışlarımız, Öğretirler güzel âdetleri,...
Bir genç, mum gibi dik, kasılarak yürür, İleri, der, milleti çağırır yürür. Bilemezsiniz, milletin hakkını aramak için, Nasıl şiirler okur o genç, nutuklar atar. Milletim, o senin için atılır, Durup dinlenmeden, gece gündüz parçalanır; Canını,...
Dans müziği salonun içinde, gece koyulaşıyor, Çalıyor orkestra: "Tram tam-tam-ta-ta!" Bütün ellerde renkli çubuklar, Köşede üç kadın konfeti satıyor. Ne hoştur bu, halk hayran oluyor, Alkışlıyor herkes: "Şak şak da şak şak!" Alkışladıkça sıçrıyorlar, Pat...
Zayıf düşer millet, yanılır yanılmaz, Söner gençlerdeki ateş, yanar yanmaz. Işıklı ve millî hislerle dolu gönülde Bugün sıçanotu kadar bile nur bulunmaz. Kim yüz çevirmez milletinden, Gümüş ve altın putlara kim tapmaz? Oyuncak bulursa çocuk...
Konuşursak çeşitli milletler hakkında, Uzaktaki ya da yakında, Pekçok şey söyleriz haklarında, Hangi hasletler olduğunu her birinde. Ederek isnat onlara mülk ve malı: "Filan milletfalanlı ve filanlı". Deriz Osmanlılar hakkında: "Şanlı", Almanlar hususunda; "silahlı". Yahudiler...