Иҗат
(Mihail Yureviç Lermontov Hazretlerinin bir nasihati) Nastl derler? Sana "şâir" derler mi? Şiir yazmakla meşguldür derler mi? Semavi kelime! Halk onu anlar mıymış? Onu anlayanlar sâdece onlar mıymış? İkaz ediyorum: Özenme bu unvana, Bu tenbîhi...
Batarsın, sakın koşma, Nil’e karşı, Geri döner, tükürme yele karşı. Yiğit diye övmezler, çekme zahmet! Köpek, asla havlamasın file karşı. Geri düştü oku, Nemrut’un başına, Atıp bakmıştı Cebrail’e karşı. Yahudiler azap çektiler, kıyamete kadar, Karışıp,...
Kara yüzlüler, bize olmayacak şeyler teklif ettiler: Burada size yoksa hürriyet, sultanın ülkesine gidin, dediler. Gitmeyiz, orada işimiz buradakinden daha zordur, Burada casus on taneyse, orada onbeştir. Buradaki gibidir oradaki zorba askerler; Kamçılar aynı kamçı,...
I Tam Kazan’ın ötesinde bir köy vardır, Kırlay derler, Şarkı söyleyince, "Tavukları şarkı söyler", derler. Gerçi orada doğmadıysam da, biraz kalmıştım; Toprağı az buçuk bellemiş, ekmiştim, biçmiştim. O köyün, hiç unutmam, her tarafı ormandı;...
Koşturup çift at, dosdoğru Kazan’a gidiyorum bakarak, Sürüyor atları arabacı, mahmuzlayıp tartaklayarak. Geceydi, sevinçle nurlar saçarak ay parlıyor, Esen hafif rüzgârda ağaçlar, yapraklar sallanıyor. Her taraf sessiz. Fikrim bana neler mırıldanıyor, okuyor, Nedense gözlerim ağırlaşıyor,...
Ayrıltp gitsem de senden, ömrümün taninda ben, Ey Kazan ötesi! Sana döndüm daha çok severek ben. O tanıdık kırlar, köşeler çekti evvelâ hissimi, Cezbedince, bırakmadı, çevirdi sonunda cismimi. Sıksa da, sende yetimlikler, fakirlikler beni, Ayırsa...
İşçiler! Müjdeler size: Çıktı "Tavış"; Yüksel işçi! Bu sese kadar yüksel; "Tan"dan mahrum kalan zavallılar, "Tan" yerine "Tavış"a kavuş. "Tavış’nın işi, yalan ve riyalardan uzak olmaktır, Ak gönülden saf nağmelerce çıkan sestir; Siz işçiler...
(Bir Müslüman Çocuğunun Diliyle) Kalbime yokluğun dağlar kadar verdi keder; Neredesin ver bir haber: Kederliyim, müşfik peder! Yeni doğmuş bir çocuğum, akılsız bir dîvâneyim, Ayrıldığından beri ben kimsesizim, mahrumum. Baht ve ikbâl aramak için yola...
Ey müslümanlar, gördünüz, "Dünyâ Mâişeti"ni, Nasıl buldunuz, bu kötülük kaynağını, güzel mi? Benden saklamadan söyleyiniz, şüphe etmeden, Yazarı, yayıncısı kimdir, sığır mı, yoksa eşek mi? Ayıptır bu, müslümanlar, bu nasıl şarlatanlıktır? Tanri’nın sevmediği cehalet, neler...
Kış, bora, hava soğuk, yaprak gibi kar yağar; Rüzgâr savurur karı, kar, “düşeceğim” diye direnir. Eser rüzgâr, uğuldar, kar hep şiddetini artırır; Bu havada, camiin yakınında kör bir yaşlı durmaktadır. Gece gündüz hep orada, her...