Тукай ТӨРЕКчә
— Bak arkadaş, sana geldim danışmağa: Alıcı gözle baktım bugün güzel bir kıza. Ne dersin, ben evlensem, İnsanlar arasında yer alsam? — Öyleyse evlen dostum, çekme gam, Güzel, mutlu ömür versin Tanrı’m. — Öyle mi...
Melanet, pislik ve yalan ile dolmuş içimiz, Kötülükten, bozukluktan ibarettir işimiz. Hayran kalırız dış görünüşe, ziynete, kıyafetlere, Can veririz, üç beş kuruşa bile. Kirlenir ten, hem de ruh, vicdanda huzur yok, Nedense, dünyada vücûda hamam...
Kimdir, dersiniz, fitnecilerin başı? Nerede, haksızlık müfettişlerinin başı? Kim hazırlar bize gerilik arabasını? Kime lanet etmeli, beddua etmeli? Kötü, melun insan kim, dostlarım? Bir köyün sarıklı yaşlı cadısı. (1910) Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan (Чыганак/Источник: Abdullah...
Bakışlarımda değişti artık eşyaların rengi, Anlıyorum ki, gençliğim geçmiş, geçmiş ömrümün yarısı, Gözlerimi çevirsem, hayatımın göklerine, Oradadır, genç hilâlin yerine dolunayın ışığı. Hangi dert ile kalem oynatsam kâğıt üzerinde, Uçmaz evvelki deli, saf, genç sevgi...
Rüyamda, güya, güçlü bir pâdişâhmışım, Tacım süslüymüş, inci, mercan ve akiklerle, Seni sevmem, şiir söyleyip şâir oluşum, Gayretlerim, tamamen boşunaymış. Taçlı başımı huzurunda eğiyormuşum, "Cananım, seni seviyorum" diyormuşum, Ne diyecek bana sevdiğim diye, İçin için...
"Siz" kelimesi var dünyada, "biz"e karşı, Şeker, bal var, biber ve tuza karşı. Zıddıdır bütün varlıklar birbirinin: "Beyânü’l-hak" çıkar, "Yıldız"a karşı. Sıralayacak olursam pekçok misâl, Karanlık gece, doğan güne karşı. "Yalt-yult" da onbeş günde bir...
Huzuru bozar, onun acı sesi, Gelir ondan, bir dinlersen, kedi sesi; Bir kere dinle, çığlık duyulur, dinle bir, Yağlanmamış araba tekerleği sesi. (1910) Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan (Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma...
Güçsüz düşürdü beni gizli sevda ateşi, Bir zamanlar arslandan daha gözü pektim! Bahtım, kaderim, dileklerime engel oldu, İnsan olan, bu hâle tahammül edemez. Gönül kâsemden yaş dökmeğe kaldı gücüm ancak. Düşündüğüm zaman ansızın gelip "hey"...
Ederim bazen bütün insanlardan nefret, Bu nefretten doğar gönlümde hasret. Dolar göğsüm gizli bir acı ve zehirle, Zehir dolar ruh ile tene. Sevip de aldanan birisi gibi, Gönül saçar zehrini yarah yılan gibi. Kütün insanlara,...
Vardı, evin yukarısında dayalı, gayet büyük merdiven, Kırk kadar basamağı var, pek ağır, pek yüksek merdiven. Hacet görmede eşit olsalar bile basamaklar, En üstteki basamak kendini üstün görür aşağıdakilerden. Kibirle; "ben yukarıdayım, siz aşağıdasınız" der....