ТАТ РУС ENG

Тукай ТӨРЕКчә

Abdullah Tukay Hocalar

Koşarlar her zaman, hocalar atılarak böreklere, Talip olup da ne yapacaklar, hüner isteyen işlere. Gönülde ateşi sönmüş, vicdanı yağla kaplanmış, Besleme de çekse, inmez, boynuna şeytan atlamış. Böyle tembellerden hayvan daha şereflidir! Sefillik bu, kabullenemez...

Abdullah Tukay Abdulhamit

(Birisi milletine kuyu kazarsa, kendisi düşer) Otuz yıl boyunca hür fikirlileri öldürt, Türklerin hürriyet damarındaki parazit, Vatanı aydınlatan mumları söndürt, Müslümanlardan başka herkesi güldürt, Otuz yıldan beri kazdığın kuyu pek derin, Hamit, işte oraya düştün...

Abdullah Tukay Gөsterir

O insan! Dışarıya kendisini güzel huylu gösterir, İyiye rağbet, kötü işlere nefret gösterir. Yalnız kalınca yer arar, azıp sapmak için, İnsanlara hep iyi istikamet gösterir. Allah’ın emri, nefsi ile karşı karşıya gelmezse eğer, O, dine...

Abdullah Tukay Kөy turkuleri

Çukur yere su toplanır, orada kazlar yıkanır; Onüç yaşındaki kıza sataşsan, haccın sevabı yok olur. Japonlar top atmazlar; dumanı etrafa yayılmaz; İftiradır, inanmayınız: "Sabah" sabun satmaz. İş yapacaksan sipariş al, fayda yoktur müteahhitlikte; Din ilimlerine...

Abdullah Tukay Kadinlara hurriyet

(Satirikon’dan) Yanarım, vermek için hürriyet, kadınlara, Bütün fikrim, düşüncem budur, gündüz ve gece. Bu fikirden dönemem, kanlı savaşlar olsa bile, Kadınların hürriyeti yolunda ölürüm, ölmem gerekirse. Kadınlar! İleri atılınız! Çalış bu yolda, matbuat! Kadınlara haklarını...

Abdullah Tukay Hatirimda

(Rusça’dan) Hatırımda, korkarak aklımdan bâzı fikirler geçirdiğim günler, Afîfâne ve masumane gülüp oynadığım günler, Hâtırımdadır için için beklediğim, aydınlık baht, Dileyip gizlice, rahat ve mesut olduğum günler. Hatırımda, ilk defa masumca aşk derdi uyanınca, İlk...

Abdullah Tukay Peygamber

 (Lermontov’dan tercümedir) Tanrı beni hak peygamber seçtiği günden beri, Beni fazlına lâyık gördü, emrim budur dedi, O anda, kendimden, başkalarından idrâk ettim, Anlatmağa başladım, doğruyu insanlara hitaben. Hem zengine, fakire, hem de pâdişâha gösterdim kusu­runu,...

Abdullah Tukay Gөnul

Âdetince, kırıl, yan gönül, sızlan gönül! Pek azizdir, samimiyetle Tanrıya itaat eden gönül. Her ân benden diler dünya, gönül yemişlerini, Ne olgunlaşır, olunca ışıksız gönül, sönmüş gönül? İleri sevk et sahibini, ol tahammülde taş gibi,...

Abdullah Tukay Tereddut ve şuphe

Bir çıtırtı işitsem, yüreğim ağzıma gelir; Şüphelenirim: İtiraz etmek için vicdanım gelir. Şaşırırım: Yok iyi iş, yatınca da, kalkınca da; İş yaptırmağa her ân karşıma şeytanım gelir. Ne gördüm bu cihanda? Ne yaptım? Düşününce; Karşıma,...

Abdullah Tukay Kesikbaş’a ilave

Sıra sıra askeri dizdim, Yetiştirdim, ayakta tuttum. Kumandanda, kendine has bir gurur, Askere bakarak, kenarda durur. "Kesik Baş"ı yazıp, ben de böyle, Birazcık gururlandım, herhalde. Boş vaktimde tanzim ettiğim şiirlerimi, Saflara soktum derim, askerlerimi. Mizahî...