Тукай ТӨРЕКчә
I Başlayalım söze Karaahmet ile, Yâd ederler belki, rahmet ile. Karşımızdaki at sirkini görelim Nikitin sirkine girelim. Kazan’da güzel işler çoktur, Onun gibisi yoktur. Hak Teâla’nın mutlak kudreti var, Rus Nikitiriin Kazarida sirki var....
 nbsp; I Geçmiş zamanlarda, Mehmet adlı Herat Han’ı, Ulu, şöhretli han imiş, bütün dünya onu tanırmış. Bu dünyada o, en büyük pâdişâhmış. Diğer milletlerden almış Mehmet Han, ulu şöhretini. Savaşınca tir tir titrermiş bu fâni...
(Köylü çocuğunun diliyle) Bir bahar günü. Hava sıcak, suda yüzüyordum; Su sıçratarak, oynayarak, dalıp başımla suyu yararak. Bir buçuk saat kaldıktan sonra, Artık bir müddet terlemem diye düşündüm. Koşup çıktım sudan, çabuk çabuk üzerimi giyindim....
(Köylü çocuğunun diliyle ) Mektepte var idi bir kel oğlan, Pek şaklaban, muzipliğiyle mümtaz oğlan. Pek derindi başındaki sert kalpağı, Hiç çıkarmaz, başını göstermezdi. Birgün kalpağı alıp kaçtılar: Güneş doğdu, güneş doğdu! dediler. O zaman...
Bu nasıl koku, herkes burnunu tutup kaçıyor bugün. Bilmiyor musunuz? Ben biliyorum: "Çekiç" çıktı bugün. Niçin bugün atlar, sığırlar konuşuyorlar, dile gelip? Şüphe yok ki, Bayburin nutuk çekti bugün. Niçin miyavlar kediler durmaksızın sofada? Bil...
Baharda yağmur damlası, bir başka damlaya sorar, Öylesine, bilmeden sorar, öylesine kıvrılmadan iner. Neden biz, durmadan gökten düşerek, Bu pencereye çarpıyoruz, şıpır şıpır? Bu sorusuna cevap olarak arkadaşı şöyle der: Bu harap evin içinde ekmeği...
Yaz, aziz oğlum, kara tahtaya çiz tebeşir ile! Kararmış gönlünü nurlandır, çizip ak nur ile! Üç cahille değiştirilmez, yazmayı bilen bir insan, Ustalık ister, üşenmez hiç, insan olan insan. (1908) Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan...
Şâirim, kutsiyetin olsun gönlünde senin sır; Şâir olduğunu kimseye söyleme dostum, sakla. Anlamasınlar, nereden kaynaklandığını kudretinin, Latif varlıklar gibi gösterme sen, gerçek suretini. Her zaman, her yerde başka kılıklara hürün: Ya deli ol, ya da...
Kim bilir kadrini canım, dertli gönül olmasa? Kimlere nâz eder gül, karşısında bülbül olmasa? Suretinin en gerçeği, bil, şâirin gönlündedir; Gerçek rengini göremezsin aynalarda, o olmasa. Vermedi Leylâ gibi mahbübeye dünya bahâ, Sıradan bir kızdı...
Bir ter ki, sevgilimin yanağından çıkar, Sebildir bence o, cennet bağından çıkar. "Neden cennete benzetirsin onu, kafirsin" derler, Bu söz, bir kulağımdan girer, öbür kulağımdan çıkar. (1908) Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan (Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in...