Тукай ТӨРЕКчә
Ey Tanr’im, sen bilirsin, yalniz iyiliktir maksadımız, Zikrimizdir: Köfte, kuzu, genç kız, kaz, kımız. Yalan söylerler ceditçiler, hakikî insaf ehliyiz biz, Hamdederiz Tanrı’mıza, işte bu beş »kaf»la biz. Uzaklaştır bizi sen nefis âfetinden, Devamlı kıl...
Çocukluğunu düşünür bütün şâirler, Acı tatlı hâtıradır bu, her şâire; Bayram gelince, ben de hatırlarım, Oynamak isterim, çocuklarla beraber. Arafe gecesi, heyecanla uyuduğum çağlarım, Sabahı iple çekişim, bir türlü atmayan tanım; Yeni pabuç, yeni gömlek,...
(Bir kadının diliyle) Pek ısrarlıyım, hakkımı aramakta ben, Israrlıyım, hukuk şarkısını söylemekte ben; Çocukluğumda bile çırpınırdım, durmazdım, Annemin sımsıkı bağladığı kundakta ben. Bağlı kalmaktan, çok, pekçok gönlüm daralır, Üzülürdüm çok defalar haksızlığa, bu cefâya; İhtilâlci,...
Ey Tanrı’m, neden türlü türlü yarattın bendeni? Niçin, yarattıklarının en alçağından da alçak kıldın beni? Neden şad etmedin beni, neden eyledin gam hemdemi? Yoksa, gam denizinin yatağı da, akışı da bende mi? Böyle akar gözümün...
Bilirim, öteden beri reformcusunuz, İslah fikrine yürekten inanırsınız; Teşekkürler size, terk edilmiş mektepleri Hatırlayıp yükseltiyor, destekliyorsunuz. Her millette sizin gibi fedailer, İlim için, malını, canını feda eder; Böyle gayretler sonunda Mektepler yavaş yavaş hamle eder....
(Lermontov’tan) Bir deli ile y aslı bir yosma, ikisi de bir kişi, Bir kutu allık, bir avuç pudra, budur bütün işi. (1907) Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan (Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma Őzkan....
Olmadın yarim ve olmazsın bilirim, eşim benim, Ama oldun gönlümü yakmak için petrolüm benim. Din, şeriat sende yok, yok yasak, yok buyruğun; Sen İdil’deki balıksın, yalnız gösterirsin kuyruğunu. Sen kanunlara riâyet etmezsin, hürsün; Dönersin, dolanırsın,...
Birkaç yıl sonra, oku bu şiiri, Anlarsın belki, bu hasretli şiiri. Düşünürsün: Şâirin nasıl sevdiğini, Nasıl yandığını, senin için can verdiğini. Heyhat şimdi şâir yok, dersin, Yok artık o nâdir insan, dersin. Yaşıyordu, şimdi ise...
Ninni ninni eder bu, Buhara’ya gider bu; Buhara’dan dönünce, Hoca olup, yetişir bu. Yeşil cüppe giyer bu, Beyaz sarik takar bu; Bey kızı gerek der, Zengin kızı ister bu. Nazlanmadan verirler, Dünürler gelirler: "Çok yaşasın...
(Bir Amerikan gazetesinden) Nasıl olmuş bilmem, birgünyer altı kuşu, fare, Sendelemiş de ambarda bir tas sütün içine düşmüş. Yüzmüş tasta ileri geri, hiç çıkamamış! Sütün içinde çırpınmış, tastan kurtulamamış. Yüzmüş durmadan, yorulmadan, hâline yürekler dayanmaz;...