ТАТ РУС ENG

Иҗат

Abdullah Tukay Yağmur

Çamurda, yağmurdan sonra, çocuklar koşuşur, Bağırırlar: "Yere altın düşüyor! Altın düşüyor!" — Gürültü etmeyin, çocuklar! Biz toplarız hepsini; Doldururuz çarçabuk ambara, altınları. Hep toplarız, yol boyunca, şiirim mahsûl şarkısıyla dolu, Bütün ambarlar hoş kokulu mahsûllerle...

Abdullah Tukay Din ve halk

Din artık eski, yıkılmaya yüz tutmuş çürük duvar, Parmağınla dokunsan azıcık, hemen çöker. Bilirsiniz ki, ağaçlar da kurumağa başlar; Bülbül yerine, yuva yapınca başında kargalar! Niçin ağa, mescitte, boşuna dudağını kımıldatır? "Fısıltı"sından komşusu, onun duâ...

Abdullah Tukay Kazan ve Kazanin өtesi

Ey Kazan şehri, durursun dağda büyük şamdan gibi, Câmilerin, kiliselerin, her tarafın görünür mum gibi. Sen, etrafım çevreleyen her kasabaya nur saçarsın; Pek sevimli görünürsün, herkese yol gösterirsin. Işık alır, her taraf: Çistopol, Spas, Tetiş,...

Abdullah Tukay Kazan ve Kaban ardi

                               1 Hangi zamanda, hangi dilde olursa olsun Kazan, Hatırdan çıkmaz hiç oradaki gölümüz, Kaban. Bu şehri, bu gölü şiirleştirmiş, milletin dili, Bu hayranlık, eski şöhretinden midir? Bu şehir, bayağı bir şehir, altın, gümüş, cevher...

Abdullah Tukay Sevginin yorumu

Ben "sevgisiz" dedim, lâkin, sevgi türlücedir: Yıldızdır o, gökten düşen yere, Genrih Geyni’nin gönlüncedir. Geldiği yer, doğrudan doğruya, çöplük ve mezbeledir, İçine alır, türlü kirleri, her türlü pislikleri. Orada, öter horoz, homıırdanır orada domuz, Öylesine...

Abdullah Tukay Tenkide dâir

Kâğıtlardan yapılmış olan bir çiçek, Elbette, üzerine yağmur yağmasından korkacak. Çünkü yağmurda bozulacak, değişecek rengi, Hiç kimseye ulaşamaz çiçeğin kokusu. Korkmaz yağmurdan, gerçek, canlı çiçek, İyi bilir ki, yağmur onu güzelleştirecek. Tıpkı bunun gibi, korkutamaz...

Abdullah Tukay Münekkit

Çok söylendim, münekkitler kızmasa bari, Bütün yazdıklarımı süpürüp, bir kenara atmasa bari. O taifeden hiçbir yazar kurtulamaz. Onlardan birisi, dostumdur; herbir sözü keskin kılıçtır: Yeldeğirmenini görünce, "Ah, suyu yok!" der, Su değirmeni için de; "Buharı...

Abdullah Tukay Puşkin ve ben

Hazreti Puşkin, köyde yazdı, "Yevgeni"ni, Ben de, terennüm ediyorum, ancak patates nağmesini.. Buna rağmen, görmem kendimi Puşkin’den aşağı, Doğruyu söylemek gerekirse, o benden de aşağı. Gün gelir unutur dünya Puşkin’i ve "Yevgeni"ni, Mahşere kadar unutmazlar...

Abdullah Tukay Ne lüzum var?

(irticâlen) Küpelerin parlak pırlantadır,              Ciğerpârem, başka şeye ne hâcet? Sen herşeyden daha çok değerlisin ya,              Ciğerpârem, başka şeye ne hâcet? Sen dileğimsin, övüncümsün,              Ciğerpârem, başka şeye ne hâcet? Sen, hayatsın bana, sen...

Abdullah Tukay Çocuk şarkisi

Kazın kanadı aktır, Erin kanadı attır. Çocukların kanatlandığı vakit, Mektepte okudukları çağdır. (1912) Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan (Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma Őzkan. — Türk Kültürünü Araştirma Enstitüsü, 1994).