Тукай – тәрҗемәдә
Kıra ak kardan Yorgan örtülmüş, Toprak bahara kadar, Uykuya dalmış. O durmadan uyur, Kış geçinceye, Güneyden kuşlar Dönünceye kadar. Bahar ayları, Nisanı, mayısları Pek güzel çizilmiş Atmış tanları. Ormanın çağıltısı Kuşların ötüşü, Göğün gürlemesi...
Himalaya dağının üzerinde altın beşik, Güneş uyur her gece oraya inip; Rüzgâr, gece boyunca uyuyanı korur, Sallar, her tarafını kaplayıp durur. Uykusundan nasıl uyandıysa güneş, Rüzgâr o ânda efil efil eser; Ese ese bütün dünyayı...
Dede, pekçok yaşamış, ihtiyardır, Ancak, henüz sarkmamıştır, güzel yüzü. Yüzü, alnı kırışmamış, dişleri pek sağlam, Gençler gibi saftır, doğrudur onun sözü. Artık o yetmiş yaşına bastı, Parlamakta kır sakalı, gümüş saçı. Zavallı Dede, bu dünyada...
İşte akşam. Koca köyün üzerine doğdu nurlu ay, Gümüşlendi bütün evler ve sahralar parlıyor. Köy ıssız; sabahtan akşama kadar çalışıp yorulan Halk uyuyor, derin, tatlı ve rahat uykuya dalmış. Havlamıyor sokakta köpekler, köy adetâ ölü,...
Ey anadilim, ey güzel dil, anamın, babamın dili! Senin sayendedir, dünyada öğrendiğim herşey, Bu dil ile evvelâ, annem ninni söylemiş, Sonraları, geceler boyu ninem masal anlatmış. Ey anadilim! Her zaman yardımınla senin, Küçüklükten beri hissederim...
İnsan ol, zengin çocuklarının içki artıklarını bekleyip, Altı yıllık diplomanı atarak ömür sürme. (1910) Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan (Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma Őzkan. — Türk Kültürünü Araştirma Enstitüsü, 1994).
Bak, nasıl ki, sabahleyin güneş cihanı aydınlatıyorsa; İzzetullin ortaya çıkınca da, gönüller aydınlanır. Her ikisine de Tanrı vermiş, en yüksek mertebeyi: Biri oynar gökyüzünde, diğeri ise, sahnede. (1909) Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan (Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in...
— Bak arkadaş, sana geldim danışmağa: Alıcı gözle baktım bugün güzel bir kıza. Ne dersin, ben evlensem, İnsanlar arasında yer alsam? — Öyleyse evlen dostum, çekme gam, Güzel, mutlu ömür versin Tanrı’m. — Öyle mi...
Melanet, pislik ve yalan ile dolmuş içimiz, Kötülükten, bozukluktan ibarettir işimiz. Hayran kalırız dış görünüşe, ziynete, kıyafetlere, Can veririz, üç beş kuruşa bile. Kirlenir ten, hem de ruh, vicdanda huzur yok, Nedense, dünyada vücûda hamam...
Kimdir, dersiniz, fitnecilerin başı? Nerede, haksızlık müfettişlerinin başı? Kim hazırlar bize gerilik arabasını? Kime lanet etmeli, beddua etmeli? Kötü, melun insan kim, dostlarım? Bir köyün sarıklı yaşlı cadısı. (1910) Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan (Чыганак/Источник: Abdullah...