Тукай – тәрҗемәдә
Bakışlarımda değişti artık eşyaların rengi, Anlıyorum ki, gençliğim geçmiş, geçmiş ömrümün yarısı, Gözlerimi çevirsem, hayatımın göklerine, Oradadır, genç hilâlin yerine dolunayın ışığı. Hangi dert ile kalem oynatsam kâğıt üzerinde, Uçmaz evvelki deli, saf, genç sevgi...
Rüyamda, güya, güçlü bir pâdişâhmışım, Tacım süslüymüş, inci, mercan ve akiklerle, Seni sevmem, şiir söyleyip şâir oluşum, Gayretlerim, tamamen boşunaymış. Taçlı başımı huzurunda eğiyormuşum, "Cananım, seni seviyorum" diyormuşum, Ne diyecek bana sevdiğim diye, İçin için...
"Siz" kelimesi var dünyada, "biz"e karşı, Şeker, bal var, biber ve tuza karşı. Zıddıdır bütün varlıklar birbirinin: "Beyânü’l-hak" çıkar, "Yıldız"a karşı. Sıralayacak olursam pekçok misâl, Karanlık gece, doğan güne karşı. "Yalt-yult" da onbeş günde bir...
Huzuru bozar, onun acı sesi, Gelir ondan, bir dinlersen, kedi sesi; Bir kere dinle, çığlık duyulur, dinle bir, Yağlanmamış araba tekerleği sesi. (1910) Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan (Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma...
Güçsüz düşürdü beni gizli sevda ateşi, Bir zamanlar arslandan daha gözü pektim! Bahtım, kaderim, dileklerime engel oldu, İnsan olan, bu hâle tahammül edemez. Gönül kâsemden yaş dökmeğe kaldı gücüm ancak. Düşündüğüm zaman ansızın gelip "hey"...
Ederim bazen bütün insanlardan nefret, Bu nefretten doğar gönlümde hasret. Dolar göğsüm gizli bir acı ve zehirle, Zehir dolar ruh ile tene. Sevip de aldanan birisi gibi, Gönül saçar zehrini yarah yılan gibi. Kütün insanlara,...
Vardı, evin yukarısında dayalı, gayet büyük merdiven, Kırk kadar basamağı var, pek ağır, pek yüksek merdiven. Hacet görmede eşit olsalar bile basamaklar, En üstteki basamak kendini üstün görür aşağıdakilerden. Kibirle; "ben yukarıdayım, siz aşağıdasınız" der....
(Rusça’dan) Bir ormanda ağacın altında gizlice, Kaçıp duruyordu zavallı güvercin. O ân yanından geçti bir kartal, Yayarak, açarak kanat adlı kollarını. İçinden şöyle geçirdi güvercin: "Kartal ne kadar güçlü kuş, görüyor musun?" Gücü büyük, pençesi...
Kırlarda yetişen kokusuz bir çiçek, Güzel kokulu çiçeklerin buketine bağlanmış. Peki, bağlanır da oraya, sonra ne olur? Kendisi de hoş kokulu oluverir bir müddet sonra. Onun gibi, gayretli eş, dost ve tanışlarımız, Öğretirler güzel âdetleri,...
Bir genç, mum gibi dik, kasılarak yürür, İleri, der, milleti çağırır yürür. Bilemezsiniz, milletin hakkını aramak için, Nasıl şiirler okur o genç, nutuklar atar. Milletim, o senin için atılır, Durup dinlenmeden, gece gündüz parçalanır; Canını,...