Тукай – тәрҗемәдә
(Günlüğümden) Bulunca bir mevzu, yazarken şaşırırım; "Neresinden, derim, ben bunu işleyeyim?" O kilit gibidir benim için, yok anahtarım, Büyük bir settir, yok çıkmağa merdivenim. O kayıktır, yok yanımda küreğim, Böylece içimde kalır pek çok...
Bir insan görürsünüz ki, çoğu zaman oynar, güler, Böylece o, ruh hâlini saklamak ister. Bilmeyenler, "oynar" derler, neler düşündüğünü, Sezmezler, çıkmadığından dumanı dışarıya, aşkla yandığını. O oynarken, ansızın çıksa sevgilisi karşısına, Aşık çiddtteşir, oyun oynamaktan...
Sevdiğini ben sarıyorum diye, düşmanım gülüyormuş; Bilmez ki, canan kaygısı her gece kucağımda konaklar! (1909) Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan (Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma Őzkan. — Türk Kültürünü Araştirma Enstitüsü, 1994).
Yusuf çıktı seyahete, ikinci defa Reşit gitti, Reşit gibi birisi ona uyup, ardına takılıp gitti. (1909) Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan (Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma Őzkan. — Türk Kültürünü Araştirma Enstitüsü, 1994).
Uzak kaldıysan her bakımdan Tanrının fazlından, Miyavlamağa başla çirkin sesle, alarak örnek Beşerîyi. (1909) Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan (Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma Őzkan. — Türk Kültürünü Araştirma Enstitüsü, 1994).
İki yol var bu dünyada: Biri budur, ikbâl istemek; İkincisi ise, ilim âşıkı olmak, irfan istemek. Senin elinde: İstersen âlim ol, bedbaht ol; Veya pek mesut ol, eşek ol, câhil ol. (1909) Çevirmen: Dr. Fatma...
(Budilnik’ten) Kolaydır yüzmek, hayat denizinde, Korku yoktur, rüzgârlısında, rüzgârsızında. Ancak, yükleme sırtına vicdanı, Ağırdır o, bu yüzüşte kurşundan da. Batarsın, o seni dibe çeker, Gerçektir bu söz: Dinlersen, fehmin artar. (1909) Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan...
Koşarlar her zaman, hocalar atılarak böreklere, Talip olup da ne yapacaklar, hüner isteyen işlere. Gönülde ateşi sönmüş, vicdanı yağla kaplanmış, Besleme de çekse, inmez, boynuna şeytan atlamış. Böyle tembellerden hayvan daha şereflidir! Sefillik bu, kabullenemez...
(Birisi milletine kuyu kazarsa, kendisi düşer) Otuz yıl boyunca hür fikirlileri öldürt, Türklerin hürriyet damarındaki parazit, Vatanı aydınlatan mumları söndürt, Müslümanlardan başka herkesi güldürt, Otuz yıldan beri kazdığın kuyu pek derin, Hamit, işte oraya düştün...
O insan! Dışarıya kendisini güzel huylu gösterir, İyiye rağbet, kötü işlere nefret gösterir. Yalnız kalınca yer arar, azıp sapmak için, İnsanlara hep iyi istikamet gösterir. Allah’ın emri, nefsi ile karşı karşıya gelmezse eğer, O, dine...