Тукай – тәрҗемәдә
Dünya yaratıldığında her taraf su ile kaplıymış, Derler ki, o suda, yalan ile gerçek yüzermiş. Bu iki düşmana Tanrı tarafından verilmiş bir kayık, Oturmuşlar onlar kayıkta karşılıklı olarak. Çok geçmeden, gerçek ile yalan açmış birbirine...
Yıllar geçip gitse, yaşlansam da, Belim bükülüp, zayıf düşsem de, Gönlüm benim genç kalır, hiç yaşlanmaz, Ruhum kuvvet bulur, zayıf düşmez. Göğsümde benim şiir ateşi varsa, Koyarım dağı, dağın üstüne, yaşlansam da, Gönlüm ferah, mevsim...
Sevme boşuna, yanma o kız için; Hem o seni sevmiyor, gülüyor için için. Gülerse gülsün, nedir senin onunla işin? Gülsün o güzel, dünyaya göstersin dişini Dişlerinden ışık saçsın, dünyayı aydınlatarak, Yeri göğü ışıklandırsın, parlayarak! (1908)...
Delikanlı: — Aşık oldum kepçeye benzer burnuna canım, Sevdalandım, kalmadı hiç mecalim. Cananım, ah, kocaman ağzını öpsem! Ne gam, öperken seni, o ânda ölsem. Kız: — Muhabbetsiz! Lakırdı ediyorsun boşuna, Beğenecek başka yer bulamadın...
— Nasılsın şâir, iyi misin? dedim şâire birgün. — Keyfim yok dost, ben çok cefâ çektim, dedi. — Ne oldu, ne yaptılar? Söyle, kimdir seni üzen zâlim? Saklama şimdi benden, kim olduğunu bileyim. — Anlatayım:...
Bâzı müneccimler vardır ki, gökte yıldız ararlar, Aşağıya hiç bakmazlar, her ân gökleri araştırırlar. Felsefe satarlar onlar, dem vururlar hikmetten, Ayak altındaki toprağı göremezler gafletten. (1908) Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan (Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. —...
(Hikmetler) Bedenini geliştirmek istersen fil olman mümkün; Okuyup ruhunu yüceltmek istersen Cebrail olman mümkün. (1908) Çevirmen: Dr. Fatma Őzkan (Чыганак/Источник: Abdullah Tukay’in şiirleri. — Çevirmen Dr. Fatma Őzkan. — Türk Kültürünü Araştirma Enstitüsü, 1994).
Ey Tanr’im, sen bilirsin, yalniz iyiliktir maksadımız, Zikrimizdir: Köfte, kuzu, genç kız, kaz, kımız. Yalan söylerler ceditçiler, hakikî insaf ehliyiz biz, Hamdederiz Tanrı’mıza, işte bu beş »kaf»la biz. Uzaklaştır bizi sen nefis âfetinden, Devamlı kıl...
Çocukluğunu düşünür bütün şâirler, Acı tatlı hâtıradır bu, her şâire; Bayram gelince, ben de hatırlarım, Oynamak isterim, çocuklarla beraber. Arafe gecesi, heyecanla uyuduğum çağlarım, Sabahı iple çekişim, bir türlü atmayan tanım; Yeni pabuç, yeni gömlek,...
(Bir kadının diliyle) Pek ısrarlıyım, hakkımı aramakta ben, Israrlıyım, hukuk şarkısını söylemekte ben; Çocukluğumda bile çırpınırdım, durmazdım, Annemin sımsıkı bağladığı kundakta ben. Bağlı kalmaktan, çok, pekçok gönlüm daralır, Üzülürdüm çok defalar haksızlığa, bu cefâya; İhtilâlci,...