Тукай – тәрҗемәдә
Ölmedin, ölsen bile gönlümde senin derdin henüz, Dostluğun, insanlığın kalbimde durmakta henüz. Bil, ölümün, şüphesiz ölümümdür, ey nurluyuz, Suretin gözümdedir, kulağımdadır sesin henüz. Ah, nasıl yar idik biz: Sen ben idin, ben sen idim; Kalmadı...
Olmak isterim, yüce insan, Deli gönlüm yükseklerdedir. Gönülden severim bahtım Tatardın, Görmek için canlılık vaktini Tatar’ın. Tatar’ın yükselmesi için can atarım: Tatar’ım kendim de, gerçek Tatar’ım. Pek çoktur benim millete vaadim, Düşmez mi vavı, vallahüâlem?...
Niçin pek çabuk bittin sen, Duma, Niçin yer, hürriyet almadın? Ah, sen, Duma, Duma, Duma, Yaptığın iş bu mu? Niçin pek gençken yaşlandın, Niçin ebedi olamadın? Ah, sen Duma, Duma, Duma, Yaptığın iş bu...
Bütün fikrim, gece gündüz size aittir milletim; Sıhhatineleridir sıhhatim, hem, Metindendir illetim. Sen mukaddessin, muhteremsin indimde bütün herşeyden; Değiştiremem bütün kâinata milletimi, milliyetimi. Bahtiyarım, bendeni etseler eğer sana nispet; Vardır niyetim, âcizane şâirin olmağa. Sever...
Gördünüz mü dostlarım, güz geldi, dışarıya? Çok sürmez, gelir ak elbiseli kış da. Göçmeğe başlar buradan şimdi kuşlar, Onlar bizden uzak yerlerde kışlar. Zaferan misâli sarardı orman, Biçtiler ekinlerini çiftçiler. Bomboş kaldı, Tatar başı gibi...
Ey gönül, bel bağlama, çoklarım göçüren dünyadır, Bu değişme şerbetini halka içiren dünyadır. Çokça yiyip yatınca, tıkınınca Moskova Ağabeyinin malını, Şeydeş Efendi’nin külünü göğe savuran dünyadır. Öteye varıp, beri gelip, işe yaramayınca, Bu Dedeyi din...
Öylesine sarmtş ki bizi cehalet, Öyle kibirlenme der, bize sefalet. Görmez misin, cehalet kırk basit çayandtr, Apaçık gözler önündedir, ayandır. Sık elek gibidir, mümkün değil sıyrılmak, Muhaldir, kurtulup da bağırmak. Kurtulsak da, gidecek yolumuz yok,...
Baktntz bizim beyin hazretlerine, Beyinde kültür meselesi oyun mu? Açık yazdık, beyin cama benzer, Edep ehli olanlar bakmağa utanır. Beyinde fikri tamamen resimlenmiş, Çıplak kız, ekmek, para ve kuruş. Yok bildiği başka şey, bütün bildiği...
Eğer görsem cennette ben yüzünü, Görürüm ay yüzünde kendi yüzümü. Bilirim, beni meftun edersin, Büyülersin, beni efsun edersin. Güzelliğin tabiîdir, semavîdir, Her latîf uzvun övülmeye değer. Severim seni ben, pek severim, Beğenirim, yanarım ben...
Kimsenin fikirlerini hiçkimse mahpus edemez, Hedefine ulaşmak isteyeni hiçkimse meyus edemez. Tanrı Anızın emridir bizlere: "meyus olmayın" Bundan dolayı, genç Türk, müstebitin elini sıkıp öpmez. Farlasın güneşin senin, görmezse kör görmesin; Yıldızını Tanrı senin, korkma...